24 Nisan 2015 Cuma

Birleşik Kıbrıs Yanılgısı

Bazen durup düşünüyorum. KKTC'de bulunan 40 bin TC askeri, KKTC-GKRY(Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) arasında sadece ateşkes antlaşması bulunması, Birleşik Kıbrıs yanlısı politik düşünceler üçgenine dahil olan olaylar. Ne garip tecellidir ki bu üçgenin iç açıları toplamı da 180. Yani bir taraftan kısarsak, bir başka taraf artacak.


 Mesela TC askerleri adadan gitsin diyen GKRY ve bunu (yani Birleşik Kıbrıs yanlısı politik düşünceyi) destekleyenler ile bu istek gerçekleşirse. Denklemdeki ATEŞKEŞ ANTLAŞMASININ önemi azalır. Yani önemsiz hale gelir. Korkutucu unsur olarak bulunan TC askeri olmayınca. GKRY boş mu duracak? Acaba dedirtiyor bana. Lakin geçmişte olan kanlı noel (1963) hatırlara geliyor. O dönemde olaylar biraz farklı gelişiyor. Ama senaryo aynı. O dönemde rumlar gizlice silahlandırılmıştı. Bunun farkına varan Türkler önlemlerini almaya çalışmıştı ama bu önlemler bile yapılan katliamları engelleyemedi.(Olaylarda toplam 364 Kıbrıs Türkü ile 174 Kıbrıs Rumu hayatını kaybetmiştir. Barış yanlısı insanların onlar katliam yaptı ama bizde yaptık diyenler de mevcut. Azcık matematik bilgisi varsa oranlarsa katliamı gerçekte kimin yaptığı ortaya çıkar. Türkler sadece meşru müdafaa etmişlerdir.)  Böyle bir durumda Rumların fırsat bulduğunda saldırmayacağını sanmak ve tabiri caizse eşeği kazığa bağlamadan Allaha emanet etmektir.

Milli duyguları köreltilmiş gençlik, neye uğradığını anlamadan aşırı milliyetçi olarak yetiştirilen, Türk düşmanlığı aşılanan Rumlar tarafından katledilecektir. Zaten dünyalarında vatan sevgisi olmadığından kolay kolay savaşabileceklerini sanmıyorum. Durum böyleyken TC askeri KKTC'nin koruyucu meleği gibidir. TC askeri orada olduğu sürece Rumlar böyle bir şeye kalkışamaz. Bu yüzden dolayı Mehmetçik o adada kalmalıdır.

Gelelim Birleşik Kıbrıs hayaline, barış gibi kelimelerle süslenmiş, politik düşünce akımı ile desteklenmiş rüyalar aleminde yaşayan,  74 sonrası 2. ve 3. jenerasyon KKTC'lilerin  rahata erip dedelerinin yaşadıklarını inkar etmeleri sonrası destekleme kararı aldıkları bir akımdır.

Bir başka deyişle kendi vatanından, devletinden, toprağından vazgeçmektir. Bu şu anki müzakerelerde görüşülen durumdur. Böyle bir durumun kabul edilmesi demek KKTC'lilerin bir manda gibi Rumların altına girmesi gibidir.  Konuşulan maddelerde anlaşılan olay budur.

Açıkca ben vatanımı gereksiz bir barış söylemine kanarak kimseye teslim etmem. Ben yapabilirim diyenler var. Onlara beğenmiyorsan GKRY'de yaşayabilirsin demek geliyor içimden.

Akdeniz çevresindeki ülkelerin durumuna azcık bakarsak; Ortadoğu kana bulanmış halde. İŞİD Terör estiriyor. Beşşar Esad ülkesini İŞİD teröründen koruyor ve halkı da buna destek veriyor. Neye dayanarak derseniz halkın Esad'ı tekrar seçmesine bağlıyorum. Bu arada dünyada sadece Türkiye katil olan Esad, kahraman olan İŞİD teröristleridir. Sağolsun medya ister paralel olsun ister olmasın istisnasız yancıdır. Suriye'deki savaş durumu Filistinlilerin acı çekmesine neden olmuştur. Ve bunun üstüne daha birçok bağlı olay gelişmiştir. Yunanistana gelirsek batakta. Mısır ne yaptığını bilmiyor. Libya düştü, Irak düştü, Arap Baharının uğradığı tüm ülkeler düştü. Düşmekten kastım yönetici kadrosu ABD yanlısı insanlarla doldu. Modern manda oldular sayılır. Türkiyenin güneydoğusu PKK eline bırakılmış durumda. Ülkede her geçen gün terör artmakta.

Bunla nereye mi varıyorum?  Doğru fazla uzattık bu sefer.

Sonuç olarak. Ada çevresideki ülkeler baya karışık. Böyle bir ortamda Akdenizde sadece biz varmışız gibi gereksiz bir barış istemek mantıksızdır. Böyle bir yanılgıya düşmek Kıbrıs adasının Jeopolitik ve stratejik konumunu unutmak demektir. Ki bu da bizi Birleşik Kıbrıs isteminin sadece koyu bir hayalden ibaret olduğunu kanıtlıyor.

Bu yazıyı bir arkadaşımın paylaştığı fikir üstünde düşünürken yazmaya başladım. Aşağıya aynen alıntılıyorum. Belki siz de düşünmek istersiniz.

"Ortadoğu ve balkanlarda dönen oyunları anlamayan ve bilmeyenler.. Dünyanın nere sürüklendiğini anlamayan bilinçsizler, kıbrıs sorunundan bahsedersiniz.. İtaatkar "gamma(popüler kavramları giyinen ama içeriğini ve gerisini bilmeyen,itaatkar bilinçsiz ama dominant görünen)" insanı oldunuz.. Yarın bu topraklara yaşam hakkınız yok deycekler, başınıza gomaya çalışırsınız bir baş ama hepbirlilte büyük devletlerin manüpülasyonuna uyan robotcuklar oldunuz.. Dünyanın sizden isdediği şeyden gorkacasınız siz gorkmak yerine seversiniz anlamadım ben sizi hiç anlamadım!"

Bir sonraki düşüncelerimde buluşmak üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder